27 Ağustos 2007 Pazartesi

Evden siparişle başladı 1 milyon TL'lik pasta bahçesi kurdu

Evinde yaptığı pastalar ailesi ve çevresince beğenilince, bu becerisiyle pasta siparişleri alarak para kazanmaya başlayan ev kadını Feride Zeyneloğlu (57), açtığı küçük pastacı dükkânıyla marka yaratınca 1 milyon YTL'lik yatırımla pasta bahçesi kurdu.
Adana'nın en gözde merkezlerinden birisi olan Süleyman Demirel Bulvarı'nda, Seyhan Baraj Gölü manzaralı, 1600 metrekarelik alana bin metrekare kapalı alanı bulunan pasta bahçesi kuran Feride Zeyneloğlu'nun azmi tüm kadınlara örnek oluyor.
Feride Zeyneloğlu, 20 yıl öncesine kadar evde hobi olarak yaptığı pastaların kedine iş ve paranın kapılarını aralayacağını aklına bile getirmediğini söyledi.
Feride Zeyneloğlu, başta Fransa, İngiltere ve İtalya olmak üzere yurtdışında çok sayıda pasta fuarına katıldığını, burada öğrendiği pasta çeşitlerini Türk damak tadına uyarladığını ifade etti.
Zeyneloğlu, müşterilerine verdiği güven sayesinde işlerinin her geçen gün açıldığını, “Pasta” adıyla bu sektörde marka oluşturmanın gururunu yaşadığını belirterek “Şimdi emeklerimin mükâfatını fazlasıyla alıyorum' diye konuştu.

İnternetten sucuk satışı ile cirosunu yüzde 20 artırdı

Kayseri'de Tuğra Tarım Gıda'nın sahibi Osman Karslı geçen yıl kurduğu www.bursapazari.com internet sitesinde pastırma ve sucuk satışı yapıyor. Kayseri Kalesi çevresindeki Bursa Pazarı adlı işyerinde, Kayseri pastırması ve sucuğu satan Osman Karslı bu işe girme sebebini ise alternatif pazarlama tekniklerine olan ilgisiyle başladığını söylüyor. Türkiye'nin her yerine internet üzerinden sipariş verdiklerini anlatan Karslı, "Bu sayede daha fazla ürün satıyoruz. Ürün satışlarımızda ciddi bir artış yaşanıyor" diyor. İnternet üzerinden sipariş kabul etmeye başlamasıyla satışlarının yüzde 20 civarında arttığını ifade eden Karslı'nın görüşleri şöyle: "Farklı kanallardan nasıl ürün satarım diye düşünüyordum. Bu düşüncem bilgisayara olan merakımla birleşince ortaya bu site çıktı. İnternetteki gelişmeleri de yakından takip ediyordum zaten kurar kurmaz arama motorlarına da kaydettirdim. 100 milyon lira üzerinde sipariş veren müşterilerinden de kargo ücreti almıyoruz."

Canlı yayın destekli internet hizmeti

www.ciftligim.com ise Ankara'nın en eski çiftliklerinden olan Türkoğlu Çifliği'nin bir markası. 2003 yılında Zafer Türkoğlu tarafından kurulan sitenin bugün 17 bin üyesi var. Sitenin editörü Seda Yıldız, sitenin sektörde önemli bir boşluğu doldurmak için kurulduğunu söylüyor. Avrupa, Amerika, Kanada gibi birçok yerde kooperatifleşme ve internet kullanımının çok yaygın olmasına karşın Türkiye'de bu yöntemin neredeyse hiç kullanılmadığını fark ettiklerini söyleyen Yıldız, "Bu noktada bizde neden yok mantığıyla bir web sitesi kuralım, burada tarımla ilgili insanlar birbirleriyle buluşsun, sormak istediklerini sorsunlar, bildiklerini paylaşsınlar, ihtiyaçlarını söylesinler, haberleri olsun ve bu sayede de tarıma bir katkımız olsun dedik ve www.ciftligim.com'u ilk olarak “burası hepimizin çiftliği” sloganıyla kurduk" diye konuştu.
Sitede ücretsiz üyelik sisteminin geçerli olduğunu söyleyen Yıldız, üyelerin süreli alım ve satış ilanları ile ticari faaliyetlerini site üzerinden sürdürebildiklerini, bunun yanı sıra "ürünler" başlığı altına girilen ürünlerin ana sayfada yer alan Sanal Fuar’da sergilendiğini söylüyor. Sitede ayrıca "Forum ve Bilgi Bankası" başlıkları altında üyelerine sektörde yaşanan gelişmeleri ulaştırdıklarını belirten Yıldız, ayrıca sitede yer alan canlı destek hizmeti ile üyelerden ve ziyaretçilerden gelen soruları anında cevapladıklarını belirtiyor. Yıldız, sitede önümüzdeki günlerde toprak tahlil raporuna ilişkin yeni bir hizmete başlayacaklarını belirtiyor. Buna göre, toprak tahlili raporunu alan çiftçiler raporda yer alan verileri girerek hangi ürünü yetiştirebileceklerini, hangi gübreyi ne kadar kullanması gerektiğini görebilecek.

'Köylü internetten ne anlar'ı dinlemedi, kurduğu sitenin hedefi dünya liderliği

Girişimcilerin yeni adresi tarım internet siteleri oldu. Tarımsal içerikli internet siteleri kuran girişimciler, üreticinin en büyük derdi olan pazarlamaya çözüm bulmaya çalışıyor.

İnternet siteleri tarım sektörünün de gözdesi oldu. Sektörün en büyük eksikliğinin pazarlama olduğunu fark eden girişimciler, "köylü internetten ne anlar" savlarına aldırmayıp birer birer internet siteleri kurmaya başladı. Tarımsal içerikli internet siteleri üreticinin ürünü ile alıcıyı buluşturmayı hedefliyor. Siteler, pazarlamanın dışında üreticilere eğitim hizmeti de veriyor.
Girişimcilerin internet üzerinden yürüttüğü ticaret hacmi milyar dolarlarla ifade ediliyor. Avrupa'da online alışverişte 40 milyar euro harcanıyor. Avrupa Birliği (AB) Araştırma Fonu'nun açıkladığı verilere göre e-ticaret 2010 yılına kadar ulaştırmadan yazılıma, pazarlamadan depolamaya kadar 20 milyon yeni işkolu yaratacak. Şimdiden sadece ABD'de 80 milyon kişi ek bir işe ihtiyaç duymadan yalnızca internet üzerinden ticaretle para kazanıyor. Türkiye'de de kurumsal ve bireysel anlamda bu tür girişimlerin sayısı son yıllarda artmaya başladı. Türkiye'de e-ticaret hacminin 200 milyon doları aştığı belirtilirken AC Nilsen'in yaptığı araştırmaya göre internet kullanıcılarının yüzde 84'ü alışveriş yapmadan önce mutlaka ürün ve hizmetleri internet üzerinden araştırıyor. Uzmanlar bu hızla devam ederse Türkiye'nin e-ticaret hacminin birkaç yıl içinde milyar dolarlara ulaşacağını belirtiyor. Bu pazar içinde tarımsal ürünlerin payı ise henüz çok düşük bir yüzde ile ifade edilse de sunduğu potansiyel girişimcilerin dikkatinden kaçmıyor.

Tarımsal pazarlamayla yeni kulvar
24 yaşında genç bir girişimci olan Tülin Akın, üç yıl önce Akdeniz Üniversitesi Korkuteli Meslek Yüksekokulu’nda henüz öğrenciyken kurduğu www.tarimsalpazarlama.com adlı site ile tarım sektöründe yeni bir kulvar açtı. Akın şu anda, ayda 50 bin YTL ciro yapan, 200’ü yabancı olmak üzere 20 bine yakın üyesi olan ve her gün en az 6 bin kişinin ziyaret ettiği profesyonel bir sitenin yöneticisi. Bir buçuk ay önce kurduğu dış ticaret departmanı ile de dünyanın en çok tercih edilen tarımsal pazarlama sitesi olmayı hedefliyor. Bir aylık bir geçmişe rağmen, Hollanda’dan Rusya’ya, İsrail’den Gürcistan’a kadar pek çok ülkeden firmalar Akın’ın kurduğu site üzerinde buluşarak tarımsal ürün alıp satıyor.
“Biz bu işe başladığımızda farklı bir şey olsun istedik. Girişimcilik, risk alarak farklılık yaratmaktır” diyen Tülin Akın “Bizim kurduğumuz site bu işe adını verdi. Sektörde önemli bir sorunu farklı bir yöntemle hallettiğimiz gibi başkaları için de istihdam ortamı yaratıldı” diyor. Akın'ın en büyük hedefi ise uluslararası düzeyde bir site olmak. Bunun için ilk adımları attıklarını ve şirket bünyesinde dış ticaret departmanı kurduklarını söyleyen Akın, "Bu siteyi kurduğum zaman da yaptığım şeye olmayacak bir şey gözü ile bakılıyordu. 'Neden olmasın' dedim ve bugünlere kadar geldik. Şimdi hayalim dünyanın herhangi bir ülkesindeki çiftçinin sabah kalktığı zaman bakma ihtiyacı duyduğu ilk sitelerden biri olmak. Güney Afrika'daki ürünle Hollandalı çiftçiyi buluşturmak " diyor. Akın tarimsalpazarlama.com sitesinin İngilizce yayınına başladıklarını, bir süre sonra diğer dillerde de sitenin güncelleneceğini söylüyor.

Tarım FM internet yayınına başlıyor
Akın kısa bir süre öğrenciyken gerçekleştirdiği radyo projesini de hayata geçirdi. Birkaç gün önce site üzerinden deneme yayınlarına başladıklarını söyleyen Akın, bir ay sonra, hasattan paketlemeye, tohum nasıl kullanılmalıdan pazarlama yöntemlerine kadar geniş alanda Tarım FM'in çiftçilerin hizmetinde olacağını belirtiyor. Şimdilik sadece müzik yayını yapılan radyo bir ay içinde aktif hale gelecek. Tüm faaliyetlerini internet üzerinden hallettikleri için radyonun da bu kapsamda hizmet vereceğini belirten Akın, eğer talep gelirse ileride normal radyo yayınına geçebileceklerini belirtiyor.

Kenar mahallelerde üretiyor internetten satıyor

Antalya Kemer'de yaşayan Bahar Çonkar, internet üzerinden sipariş aldığı dansöz kostümlerini yurtdışına satıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan emekli olduktan sonra Kemer'e yerleşen Çonkar, el işine olan becerisi sayesinde animasyon kıyafetleri ve dansöz kostümlerini dikip, satmaya başladığını söyledi. Bir süre sonra çevreden gelen taleplerin arttığını belirten Çonkar, taleplerin dansöz kostümlerinde yoğunlaştığını görünce, bu alana ağırlık verdiğini kaydetti.

90 kadın para kazanıyor
Gelen siparişlere yetişebilmek için Antalya'nın kenar mahallelerinde yaşayan kadınlardan destek istediğini belirten Çonkar, “Şu anda ekonomik durumu iyi olmayan 90 kadın bana oryantal kıyafetleri üretimimde yardımcı oluyor. Parça başı iş yapıp para kazanıyorlar” dedi. Siparişleri internetten aldığını ve verilen ölçülere göre yaptığı kıyafetlerin fotoğrafını yine internetten müşteriye gönderdiğini belirten Çonkar, bu şekilde yurtdışına yılda yaklaşık 200 dansöz kostümü sattığını bildirdi. Yaklaşık 4 yıldır yaptığı dansöz kostümleri için Almanya, İtalya, Fransa ve Rusya'dan siparişler aldığını söyleyen Çonkar, "Her bir kıyafet için ortalama 2 kg boncuk kullanıyoruz. Özellikle yurt dışından çok fazla talep var. En fazla sipariş ise İtalya'dan geliyor. Erkek müşterilerimize de oryantal kıyafetleri satıyoruz. Özel olarak tasarlanan oryantal kıyafetlerin fiyatları ortalama 300 YTL.”

EVDEN ÇALIŞMANIN RAHATLIĞI

Yeşim hanımın sitesi bebekveanne.com. Onun yaptıkları da diğer birçok başarı öyküsünün ilk noktasından farklı değil. Başlangıç noktasında doğru adımları attığı taktirde kendi patronu olması için çok bekleyecek. Yeşim hanım bir doktor arkadaşıyla “çalışmak istiyorum iş bulamıyorum” diye konuşurken, arkadaşı “bir bebek sitesi yapar mısın?” diye sorar. O da “neden olmasın” der. Uzun bir süre ansiklopediler, kitap ve dergiler, sağlık kurumlarının ve doktorların internet siteleri, sağlık sitelerinden bilgileri toplar. Siteyi hazırlamaya gelince iş kolay değildir. İTÜ tasarım kursuna gitmiştir ama internet sitesi tasarımında kullanılan Dreamweaver adlı program hakkında hiç birşey öğrenememiştir. Diğer bir program olan Frontpage` de deneye yanıla sabahlara kadar çalışarak sayfayı oluşturmayı başarır. Site 29 Ocak 2002 de bebekvehayat.com ismi ile dünyaya gelir. Internet üzerinde tanıtım yapmak siteyi duyurmak en zor aşamadır. Üye olduğu Haber.gen.tr` ye internet siteleri bölümünde yayınlanması için eposta yollar, haber.gen.tr` nin her gün gelen epostası siteler bölümüne baktığımda harika bir yazıyı görür. "Dünyaya ilk adımını atan miniklerin bir elinden anneleri bir elinden de "Bebek ve Hayat" tutuyor" yazıyordur. Sitenin sloganı bu olur. Bebek resimleri, anne babalardan yazılar geldikçe mutlu olur, bunlar onu daha da motive eder. Çalışmadığı için zamanının büyük bir kısmı burada geçirmeye başlar ve kendine ait bir başarı olsun istiyordur. Bir süre sonra kendisi için herşeyi olan “bebekveanne.com” ismini alır. Bebek ve Anne 2 Ocak 2004 te ortaya çıkar. Sitede şimdiye kadar toplam 229 bebek resmi gelmiştir ve büyümeye devam etmektedir. Bazı bebeklerin, küçücükken eklediği resminlerden bir kaç ay sonra yeni resimleri gelmeye başlar, büyüdüklerini resimlerden görmek harika bir şeydir. Anne babalar merak edip epostalar ile kendisine “doktor musunuz, yoksa bir anne misiniz?” diye sorarlar. Yeşim hanım ne doktorudur ne de bir annedir. Anne babaların aradıkları bilgiyi bir sürü sayfayı tek tek arayıp bir oradan bir buradan değil, tek bir yerden bulmalarını ister ve bunu yapmaya çalışır. Bebek kulübü fotoğrafları ve okurlardan gelen postalar bölümlerine gözü gibi bakar. Topluluk oluşturmanın ve sitenin yayılmasının bu bölümlerden geçtiğini belki bilerek belki de bilmeyerek keşfetmiştir. Sitenin tasarımı biraz acemice olsa da çok samimi ve içtendir. Daha güzelini yapabilmek için 3 ay kursa gider ve biraz daha geliştirir. Yeni yeni bilgiler öğrenmeye başlar. Sitenin üstündeki reklam ve değişen bebek resimlerini yapmayı öğrenir. Bebekveanne.com’un, anne babaların başucu kitabı olmasını ister. İkinci sırada ise maddi bir kazancı olmasını hedefler, anne babasına yük olmadan kendi parasını kendisi kazanmak ister. Şimdi çalışacak sitenin gelir modelini kurmaya gelmiştir. Reklam teklifleri gelmeye yavaş yavaş başlayacaktır. Daha sonra mutlaka elektronik ticareti de ekleyerek okuyucularına katma değerler sunacaktır. Bebekveanne.com, ilkhediyem.com’dan biraz farklı bir yoldan ilerlemektedir. İlk site doğrudan elektronik ticaret yaparken diğer içerik üreterek gelir kazanmaya doğru yürümektedir. Her ikisi de birer seçenektir. İkisi bir araya geldiklerinde aslında daha büyük bir sinerji yaratabilirler.

Basit bir fikir ile işe başladı

Ayça doğum yaptıktan sonra evden çalışabileceği bir internet fikrini başlattı. Yeni doğan bebeklere gönderilebilecek hediye sepetlerini kendisi evde yapmaya ve bunları ilkhediyem.com sitesi üzerinden satmaya başladı. İlk önce site için minigift.com adını almışlardı. Sonra çok geç olmadan site isimlerini ilkhediyem.com olarak değiştirdiler. Başlangıçta site çok basit bir iki ürünle başladı, zamanla ağızdan ağıza yayılmaya başladı. Ayça bu sırada hep evden çalıştı. Zaman zaman Kerim’in ofisini de kullansa da esas mekanı evi, minik Eren’in yanıydı. Ayça bu işe başladığında internet bilgisi çok fazla değildi, zamanla bilgisini geliştirdi. Site üzerinden satış yapmak için kredi kartı yerine telefonla siparişleri alıyordu. Bu hem müşterilerin hem de Ayça’nın kolayına geliyordu. Müşterilerle bire bir konuşmak müşterilerin güven kazanmalarını sağlıyor, isteklerini takip açısından da daha verimli olabiliyordu. Bu yöntem internetin kaldıraç etkisini kullanmıyordu. Yani az bir emek ile yapabileceğinden daha fazla işi yapabilmek. Telefon ile alınabilecek sipariş sayısı belli idi. Daha sonra bir adım daha atarak Garanti bankasının elektronik ticaret mağazalarından bir tane kiraladı. Hem ilkhediyem.com sitesinden hem de buradan satışlarına devam etti. Satış rakamları bugün için binlerce adet değil ama yavaş yavaş büyüyor, işini sürekli geliştirmeye çalışıyor. Internet üzerinde nasıl büyüyebileceğini öğreniyor, özel günlerde kampanyalar yapıyor. Müşterilerine çok özen gösteriyor. Çünkü yeni satışlarının büyük bir kısmı eski müşterilerinin tavsiyesi ile gerçekleşiyor. Bu hikaye’nin neresi ilginç diyebilirsiniz ancak daha sonra anlatacağımız daha büyük çaplı başarıların da kuruluşları buna çok benziyor. Dantel örermişçesine adım adım büyüyorlar. Sabırlı ve uzun vadeli düşünmek ve bazı kuralları yerine getirmek gerekli. Damlayan su taşı deler. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Latin Atasözü

25 Ağustos 2007 Cumartesi

Düğme bile dikemezken evde çeyiz dükkânı açtı

Alkan, 41 yaşında. Asıl mesleği güzellik uzmanlığı ancak kızlarının doğumuyla işine ara vermek zorunda kaldı. Diş hekimi eşiyle birlikte maddi zorluk yaşamamalarına rağmen, çalışmayınca kendini atıl hissetti. Ekonomik anlamda da kendini kanıtlamak istediğinde, aklına bir fikir geldi. Düğme dikmesini bile bilmiyordu ama bir çeyiz dükkânı açmaya karar verdi. Sermayesi yoktu ama internetten satış yaparak kendine bir yol açacaktı.Dediğini yaptı. Önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Sanat ve Meslek Edindirme Kursları'na bir yıl boyunca devam etti. Dikiş öğrendi, folyo ve çeşnibülbül yaptı, ahşap boyamanın inceliklerini öğrendi. Daha öğrenciyken deneme amaçlı yaptığı eserler, kursun diğer öğrencileri tarafından satın alınır oldu.İnternet sitesiKursları bitirdikten sonra kızının yardımıyla bir internet sitesi kuran Alkan, birkaç ay önce www.ceyizlerim.com adresinde ürünlerini sergilemeyi başladı. Kısa zamanda Türkiye'nin dört bir yanından gelen siparişlere yetişemez olan Alkan, evinin bir köşesini atölyeye çevirdi, pratik bir dikiş makinesi aldı. Almanya'dan bile sipariş alan Alkan, "Hiçbir zaman işe yaramama fikrinden hoşlanmadım. Hem bir şeyler üretip, hem kendime ve aile bütçesine faydalı olmak istedim. Şimdi istediğim kendime ait bir dükkân açıp işimi büyütmek" diyor.Sabır ve inat"İlgi öyle yoğun ki siparişlerimi karşılayamadığım günler oluyor" diyen Alkan, şöyle devam ediyor:"Düğme dikmesini bile bilmiyordum. Her şey çok hızlı gelişti, sabrım ve inadım sayesinde bunu başardım. Üretilen her ürün satılır. Arkadaşlarıma da söylüyorum, günlere gidip, buluşup, konuşurken, elinizde bir şeyler işleyin. Mutlaka bir alıcısı çıkıyor."

Kişiye özel çikolataları evde üretiyor

Nilgün Güneş (42), Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kimyagerlik Bölümü'nden mezun olduktan sonra Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü'nde yüksek lisans yaptı. Çeşitli ilaç firmalarında Kalite Kontrol Sorumlusu olarak çalıştı. Ancak, 14 yıl önce dünyaya getirdiği oğlu Bilgehan'dan sonra kariyerine ara vermek zorunda kaldı. Yeniden çalışmak istediğinde ise, Türkiye'yi ekonomik kriz vurmuştu, iş bulamadı. Depremlerden sonra artan ev kiralarının da etkisiyle ailece İzmir'e yerleşmeye karar verdiler. İşsizlik İzmir'de de devam etti. Yılmadı, kendi işini kurmaya karar verdi. Evde çalışarak, Bilge Promosyon ve Tanıtım Hizmetleri isimli bir şirket kurdu. Doğum günü, yılbaşı, bayram gibi önemli günlerde el işi hediyelik eşyalar üretmeye başladı. Ardından ortaya özel çikolata paketleri çıktı, adına da "Çikolatakart" ismini verdi. Bu sırada, tesadüfen Kadın Girişimcileri Destekleme Derneği'ni (KAGİDER) öğrendi. "My Chocolate Çikolatakart" ismini verdiği üretim, satış ve pazarlama projesini derneğe gönderdi.Marka ve logo yaptı2 yıl boyunca evden yürüttüğü projesi dernek tarafından desteklenmeye hak kazanan ilk proje oldu. Derneğin yönlendirmesiyle kendi çikolata kalıplarını yaptırdı. Atölyesini kurdu. Marka ve logo oluşturdu. İstanbul ve Antalya'da ofisler açtı. Yakında Kıbrıs ve yurtdışında da bayilik vermeyi planlıyor. Sipariş miktarı on binleri buldu.İş hayatına başlama aşamasında, en çok eşinin desteğini gördüğünü söyleyen Güneş, şöyle diyor:"Başkalarının faydası için üretim yapmak ve gelir elde etmek hepimizin yaşamsal isteği olmalıdır. Size rehber olacak doğru kişilerle yola çıktığınızda bazen çok yorulsanız ve yıpransanız da asla vazgeçmiyorsunuz."

'Evden çalışıp, kızımı istediği zaman parka götürüyorum'

Öğrenciliğine hiç ara vermemiş bir eğitim uzmanı 36 yaşındaki Sema Alpaytaç Usman... Londra'da işletme eğitimi aldı, ardından Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nden mezun oldu. Halen yüksek lisans tez çalışmalarını tamamlamaya çalışıyor. Evli ve bir kız çocuğu annesi Usman, hayalindeki işi evinde kurdu ve başarısının sırlarını anlattı.Neden bir şirkette iyi bir pozisyonda çalışmak değil de, kendi işinizi, hem de evinizin içinde kurmak daha cazip geldi?Birçok çokuluslu firmalarda çalıştım. Bu arada sürekli, İngiltere'de okuduğum okuldan beni arayıp 'Buraya gelip okumak isteyenler var, aracı olur musun?' diye rica ediyorlardı. Bir, iki derken vaktimin çoğu bu öğrenci görüşmeleriyle geçmeye başladı. İngiltere'den bu işi sürekli yapmam için teklif geldi. Kendi çalışma saatlerimi belirleyebilmek ve sürekli kendimi geliştirebileceğim bir iş yapma isteği kararımda etkili oldu ve kabul ettim. Eğitim danışmanı oldum ve 18 yıldır bilfiil eğitimin içindeyim. İşlerinizi evden yürütmek zor olmuyor mu? İş görüşmelerinizi nerede yapıyorsunuz?Evimiz iki katlı. Alt katta bir çalışma ofisim var. Ayrıca tek başıma yönettiğim bir de web sitem bulunuyor. Zaten artık internet sayesinde her şey çok daha kolay oldu. Pek çok öğrenciye okullarla ilgili tüm bilgileri e-posta yoluyla gönderiyorum. İlerleyen aşamalarda karşılıklı görüşmeler gerekebiliyor.İstanbul dışından başvuran öğrencilerim de oluyor tabii, onlarla da telefonda gerekli bilgi alışverişini yapıyoruz. Bu işin güzel yanı, çalışırken kızım "anne parka gidelim" deyince, gidiyoruz. Ya da gece yarısı oturup, gereken yazışmaları yapabiliyorum.Gereken altyapıyı kurmak zor oldu mu?Bence bu işi iyi yapabilmek için sadece eğitimini yurtdışında yapmış olmak yeterli değil. Gerek yurtdışındaki, gerekse Türkiye'deki eğitim sistem ve süreçlerini sürekli takip etmek şart. Bu yıl üniversite sınavına bile girdim ki seneye yeni sistemle karşılaştırma şansım olabilsin diye. İşin temeli öğrenci için en uygun olanı belirleyebilmek, bu da ancak öğrenciyi anlarsanız mümkün olabiliyor.Kendi işinizi kurmanın önemi ve size getirileri nedir?Kişisel tatmin çok önemli bence. Bir şeyleri severek yapmak, başarmak insanı mutlu ediyor. Her işte olduğu gibi benim işimde de karşılıklı güven çok önemli. Güvenilir bir kişi olmaktan daha prestijli ne olabilir? Az sermayeyle kendi işini kurmak isteyen kadınlara ilk öneriniz ne olur?Cesaret ve sabır! Ama hepsinden önemlisi sevdikleri işi yapmaları. İnsan ancak sevdiği işi yaparsa huzurlu ve başarılı olabiliyor. Ben ailemden çok destek gördüm. Eşim de işimi ne kadar sevdiğimi bildiği için bana hep yardımcı oldu. Her işte olduğu gibi bu işte de kriz dönemleri oluyor, mühim olan pes etmemek.Siz ne tür engellerle karşılaştınız işinizi kurarken? Ya da çevrenizdeki evden çalışan kadınlar bu süreçte nelerden yakınır?Fikirlerinin saygı görmediğinden yakınıyorlar. Bence bunun bir sebebi de fikirlerini sunuş şekilleri. Eğer bir iş kurmak istiyorlarsa o işi en ince ayrıntısına kadar araştırmalı, konuya hâkim olmalılar. Ve tabii bir de bilgisayar bilgisi şart.