13 Kasım 2010 Cumartesi

Avcılar, Aracılar ve Kadınlar

Ev Eksenli Emek ve Kadın Örgütlenmesi Üzerine Bir Sözlü Tarih Çalışması
Bu belgesel sürecinde Avcılar Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Kooperatifi üyesi beş kadınla görüştük. Görüştüğümüz kadınlardan Pervin Oku ve Gönül Puşur kooperatifin kurulma sürecinde yer almıştı. Kezban Tutun ve Ayşe Şahin kooperatife daha sonra üye olmuşlar ve şu anda çalışmalarda aktif olarak yer almaktaydılar, Sevda Çeliker ise kooperatife yeni üye olmuştu.
Görüşmelerimiz sırasında amacımız yalnızca sorularımıza cevap almak değil, karşılıklı bir ilişki kurma, birbirimizi tanıma süreci yaşamaktı. Bunun için onlardan öncelikle kendilerini ve hayatlarını anlatmalarını istedik. Görüşmelerimizin devamında ev eksenli çalışma, kooperatifin kurulma süreci, amaçları, çalışmaları ve kazanımları ortaya çıkarmaya yönelik sorular sorduk. Kadınların evde çalışma hakkındaki düşünce ve duygularını, eşlerinin kooperatife katılmalarını nasıl karşıladığını, eşleriyle bir ikna süreci yaşayıp yaşamadıklarını, kooperatifin ekonomik kazanımları yanında sosyal ilişkileri ve aile içindeki ilişkilerinde ne gibi değişiklikler yarattığını anlatmalarını istedik. Görüştüğümüz kadınların kooperatif faaliyetleri içinde yer alma süreleri ve etkinlikleri, kadın politikalarına katılmış olup olmamaları yanında kendi kişisel sohbet biçimleriyle de değişen, yarım saat ile bir buçuk saat arasında süren görüşmeler yaptık.
Ev eksenli çalışma
Ev eksenli çalışma, işlerin ev içinde yapıldığı, genellikle aracılar (taşeronlar) kanalıyla dağıtıldığı, parça başı ücret alınarak ve çoğunlukla kadın emeğiyle gerçekleştirildiği bir esnek çalışma biçimi. Ev eksenli çalışan kadınlar, dikiş, örgü, işleme, yiyecek, oyuncak, paketleme, takı, elektronik eşya parçaları üretimi, montajı, tükenmez kalem, nikah şekeri üretimi gibi işleri parça başına ücret alarak gerçekleştiriyorlar. Esnek çalışma biçimleri, adının çağrıştırdığı gibi işe daha az, hayata daha çok vakit ayırma anlamına ne yazık ki gelmiyor. Tam tersine, çalışma saatlerinin karşılığı ödenmeden uzadığı, hafta sonu tatilinin ortadan kalktığı, işin sürekli olmadığı, çalışanın pazarlık etme şansının olmadığı, sosyal güvencesiz ve örgütsüz bir çalışma biçimi durumunda. Çalışmanın ev içinde yapılması da işveren, kadının ailesi ve hatta kendisi tarafından bunun “çalışma” sayılmamasına, görünürlüğünün azalmasına neden oluyor. Ancak tüm bu sorunlarının yanında ev eksenli çalışma, ev dışında çalışma imkanı bulamayan kadınlar için önemli bir çalışma alanı ve gelir elde etme biçimi olarak kadınların ekonomik güçlenmesini sağlayabiliyor. Avcılar Kadın Kooperatifi işte bu noktada, mevcut olan ilişkilerin daha sağlıklı hale gelmesini, kazancın büyük bölümüne el koyan aracıların ortadan kaldırılmasını ve kadınların maruz kaldığı emek sömürüsünün azaltılmasını sağlamaya çalışıyor.
S.S. Avcılar Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Küçük Sanat Kooperatifi
Avcılar’da hepsi ev eksenli çalışan sekiz kadın, Haziran 2002’de Avcılar Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Kooperatifini kurdular. Türkiye’de bu alanda kurulan ilk kooperatif olan ve yenilerinin açılmasına da öncülük eden Avcılar Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Küçük Sanat Kooperatifi üyeleri kurulma aşamasında zorluklar çektiklerini, Türkiye’de kendilerine örnek oluşturacak bir yapı olmaması nedeniyle sıkıntılar yaşadıklarını belirttiler. Kooperatifin gelecekle ilgili hedeflerini ise Pervin şöyle anlattı: “Kooperatifler birliğini oluşturma en büyük hedefimiz o… İleriki büyük hedeflerimiz var tabii ki bizim sendikalı olabilme gibi kendi sendikamızı kurma gibi. Gelecek için çok çok büyük projelerimiz var. Nedir? Bireysel yatırılan sigorta primlerinin aşağıya çekilmesi, büyük firmalarla işbirliği yaptığımız zaman ordan asgari ücret, iş ücretlerini artırma gibi.”
Ev eksenli çalışan kadınların maruz kaldıkları sömürüyü ortadan kaldırmak amacıyla, kendi çabalarıyla kurdukları Avcılar Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Kooperatifi, bu sömürü mekanizmasının önemli bir halkası olan aracıları (taşeronlar) ortadan kaldırmayı başarmış. Genellikle aracıların getirdiği işleri yapan kadınlar asıl işverenin kim olduğunu, aynı işi yapan diğer kadınların ne kadar kazandığını bilmiyor, aracıyla ücret pazarlığı yapamıyorlar. Aracı ise işverenden aldığı ücretin önemli bir bölümüne el koyuyor. Ayşe “ben taşeronun ne demek olduğunu bilmiyorum, sadece kadınların üstünden para kazanmaya çalışan insanlar diyorum, taşeronun açılımını falan bilmiyorum.” derken Gönül firmadan çıkan işin bazen üç taşeron aracılığıyla kadınlara ulaştığını anlattı ve “bir milyondan firmadan iş çıkıyorsa o işi yapana çok çok 250-300 bin lira para kalıyor.” dedi.
Avcılar Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Kooperatifi bugün 40’ın üzerinde üyeye sahip ve düzenledikleri toplantılar ve eğitim çalışmalarıyla Avcılar bölgesinde 100’ün üzerinde kadına ulaşıyor. Çalışmalarıyla kadınların verdikleri emek karşılığında aldıkları ücretlerde önemli bir artış sağlayan ve kadınlara daha sağlıklı çalışma ilişkileri sunan kooperatif, aynı zamanda kadınlara kamusal alanda varolabilme, sosyal ve toplumsal ilişkilerini geliştirme ve aile içinde eşitlikçi ilişkiler yaratabilme imkanı sağlıyor. Örneğin, Kezban kooperatifte çalışmaya başlamasıyla, daha önce evde parça başı iş yaparken kendisine acıma duygusuyla yaklaşan çevresinin şimdi kendisine saygı duyduğunu anlattı. Özellikle kooperatife daha sonra üye olan Kezban, Ayşe ve Sevda başlangıçta eşlerinin tepkileriyle karşılaştıklarını, eşlerini ikna etme konusunda çaba gösterdiklerini belirttiler.  Zaman içinde eşlerinin kabullenmeye başladığını, hatta şu anda kendilerine destek olduklarını ve bunun aile içindeki ilişkilerinde de bir değişim yarattığını anlattılar.
Görüşmelerimiz sırasında, kooperatifin getirdiği ekonomik ve sosyal değişimler yanında, kadınların kendilerini kavrayışlarında nasıl bir değişiklik yarattığını da anlamaya çalıştık. Kezban artık kendisini çalışan bir kadın olarak gördüğünü, kendisine güveninin arttığını ve yarıda bırakmak zorunda kaldığı okulunu dışarıdan bitirmeye karar verdiğini anlattı. Ayşe de kendisini çalışan bir kadın olarak mı gördüğünü sorduğumuzda “ben part-time çalışıyorum diyorum. Yarım gün ev kadını yarım gün kooperatifte çalışıyorum, yani çalışıyorum, bi emek sarf ediyorum” şeklinde yanıt verdi. Kooperatif kadınlara kendilerini değerli hissetme, kendi değerlerini fark edebilme imkanı sağlıyordu. Ayşe, başka bir kooperatife yapılacak işi öğretmeye gittiğinde kendini ne kadar önemli hissettiğini anlattı: “triko işi öğretmeye gittim. Kendimi o kadar önemli bir insan hissetim ki... 6-7 tane kadın beni bekliyorlar sırf, ben onlara iş görtericem, iş öğreticem, nasıl yapılır…yani kendimi tuhaf hissettim anlatabiliyo muyum, çok önemli bi insanmış gibi hissettim.”
Avcılar Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Küçük Sanat Kooperatifi, ev eksenli çalışan kadınların kendi kararlarıyla, kendi mücadeleleriyle, kendi elleriyle kurdukları bir örgüt. Maruz kaldıkları sömürüyü ortadan kaldırmak, emeklerini görünür kılmak, ekonomik, toplumsal, kişisel bir değişim yaratabilmek, yaşamı daha iyi hale getirmek için. Biz de Filmmor Kadın Kooperatifi bünyesinde gerçekleştirdiğimiz kolektif bir çalışmayla bunun görünür kılınmasına katkıda bulunmaya çalıştık. Görüşmemiz sırasında Pervin,  “kadınlar görünür kılmaya çalışıyorlar. Yani ev eksenli çalışan kadınlar kendi emeklerini görünür kılmaya çalışmaya, eşlerine, ailelerine, bunu başladılar bence” demişti. Emeklerimizin görünür olması dileğiyle...

Hiç yorum yok: