13 Kasım 2010 Cumartesi

Ayda 100 TL ile ekonomik özgürlüklerini kazanıyorlar

Aracıların fabrika ya da fabrikalara çalışan atölyelerden aldıkları pul, boncuk dikme gibi fason işleri evde yapan kadınlar, bir ayda kuruş kuruş biriktirdikleri 100-150 lira gibi çok düşük gelirle aile bütçesine katkıda bulunuyor. Avcılar`da ev ekse

Aracıların fabrika ya da fabrikalara çalışan atölyelerden aldıkları pul, boncuk dikme gibi fason işleri evde yapan kadınlar, bir ayda kuruş kuruş biriktirdikleri 100-150 lira gibi çok düşük gelirle aile bütçesine katkıda bulunuyor. Avcılar`da ev eksenli çalışan kadınlar ise, firmadan aracısız iş almak için kurdukları kooperatifin çatısı altında 50 lira fazla kazanmanın mutluluğunu yaşıyor. Kooperatifin yeni hedefi aylık geliri asgari ücrete denk getirmek. Kooperatif de dahil, örgütlenmekte olan ev eksenli çalışan kadınlar bunun için Çalışma Bakanlığı`na veAsgari Ücret Tespit Komisyonu`na başvurmak üzere bir imza kampanyası başlatıyor. İki yıldır Küçükçekmece`deki evinde, hiçbir zaman mağazadan alıp da giyemeyeceği bluzlara, kazaklara, kendi yatağına örtemeyeceği örtülere pul, boncuk diken 3 çocuk annesi Şükran, işlediği penye başına 70 kuruş kazanıyor. Günde 5 tane yapabilirse 100 lirayı aşıyor aylık geliri. Kazancı az da olsa bu zamanda evde boş durmaktan iyi olduğunu, aile bütçesine katkıda bulunduğunu söylüyor. Memur olan eşinin maaşı ev kirası ve faturalara ancak yetiyor. Şükran da, çocuklarının harçlığını veriyor. İşi doğrudan alamadıkları için az kazandığının farkında olan Şükran, `İşi biz yapıyoruz, kaymağını başkaları yiyor.` diyor. Kendisini çalışan bir işçi gibi göremiyor ama kazancını eline alınca kendisini daha iyi ve güvende hissettiğini söylüyor. Kadınlar katkıda bulunmasa erkeklerin ev geçindirmekte çok zorlanacaklarını söylemekten de geri durmuyor. Şükran ve aynı mahalledeki aracıdan iş alan, evde bir işçi gibi çalıştığı halde hiçbir sosyal güvencesi olmayan diğer, kişilerin doğrudan firmadan iş almak üzere örgütlenmek ve daha çok kazanmak gibi bir düşünceleri hiç olmamış. Aksine, kendilerine iş verdiği için aracı hanıma teşekkür ediyorlar. Çünkü, bu işi yapacak çok kişi var. Avcılar`da Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Küçük Sanat Kooperatifi`nin ortakları ise, aracılardan kurtulup doğrudan firmadan iş alarak gelirlerini artırmanın mutluluğunu yaşıyor. 1996`da İstanbul`daki Habitat toplantısında, Hindistan`dan SEWA (Serbest Çalışan Kadınlar Örgütü) adlı sendikanın çalışmalarını gördükten sonra örgütlenme çalışmalarına başlayan Oku ve 7 arkadaşı, kooperatifi 2002`de kurmuş. Şu anda 40 üyeleri var. Bir triko firmasından aldıkları ürünlere pul ve boncuk dikerek ayda yaklaşık 180 lira kazanıyorlar. Fermuar işi yaparken aylık gelirlerinin asgari ücrete yaklaştığını belirten Pervin Oku, `Hiçbir sosyal güvencemiz yok, çünkü firmalar bizi işçileri olarak kabul etmiyor. Kooperatif olarak firmayla işçiler arasında aracı vazifesi görüyoruz. Aylık gelirimiz asgari ücrete denk gelsin diye parça başı ücrete bir alt sınır tespit edilsin istiyoruz. Bunun için imza kampanyası düzenleyip Ankara`daki yetkililere ulaştıracağız. Kooperatif de bir zamanlar hayaldi. Asgari ücretin bir gün gerçekleşeceğine inanıyoruz.` diyor. Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu üyesi Nazik Işık, aracıları atlayarak geliri yükseltmek ve işin karşılığını düzenli alabilmek için örgütlenmenin bir çözüm olduğunu söylüyor. Nazik Işık, kooperatif kurmanın avantajlarını şöyle anlatıyor: `Kooperatif ile fason iş bağlantıları aracısız yapılabilir veya toplu işlere malzeme alırken fiyat düşürülebilir. Bu şekilde öncekinden daha fazla kazanmış olur, sürekli iş elde edebilir, geliri garantilenir, ödemelerini düzenli alabilir. Ayrıca farklı örgütlenmeler bir araya gelebilirse sigorta ve sendikal haklar da elde edilebilir. Çok büyük ücretlerden değil, ayda 40 lira kazanacağına 80 lira kazanmaktan söz ediyoruz. Rakam küçük gibi görünebilir ama bu aldatmasın, gelir yüzde yüz artırılabilir. Bütün dünyadaki araştırmalar gösteriyor ki, kadınların gelirlerinin artması çocukları çok olumlu etkiliyor. Fazladan her 1 lira çocuklara daha iyi beslenme ve eğitim olarak dönüyor.` Türkiye`de en az 8 kadın bir araya gelerek kendi kooperatifini kurabiliyor. Kooperatifleştikten sonra yasal hakları kullanabilmek ise, iş aldıkları zaman kontratı nasıl yaptıklarına göre değişiyor. Ev eksenli çalışanlar işçi olduklarını ispat edemiyor Ev eksenli çalışanlar çalışma statülerine göre farklı kanunlara muhatap oluyor. Örneğin, satmak için bir şeyler üretip kenara koyan bir kadın serbest çalıştığı için ancak Bağ-Kur`lu olabilirken, firmadan ya da kişiden iş alan 4857 sayılı yeni İş Kanunu`na göre işçi sayılıyor. Ancak işçi olarak yasalardaki tüm haklardan yararlanabilmek için öncelikle o firmanın işçisi olduğunu ispat etmek gerek. Bunun için iş müfettişliğine başvurup kendini ihbar etmek bir yöntem. Ama firmalar bordro doldurmamak, fatura kesmemek, ürünlerin marka ve etiketlerini sonradan eklemek, işin örneğini bile bırakmamak gibi yöntemlerle ispatı önlüyor.

Hiç yorum yok: